Güney Azerbaycan Türklerinin Sözlü Edebiyatının Milletleşme Sürecinde Önemi: ![]() İran coğrafyası, Anadolu-Horasan-Türkistan çizgisinin ortasında yer alarak Ahmet Caferoğlu’nun tabiriyle Anadolu’nun damarlarına kan pompalayan bir kalp görevini yürütmüştür. Bu bölgede yaşayan Türkler yalnızca Azerbaycan Türkleriyle sınırlı değil Türkmen, Kaşkay ve diğer Türk boyları coğrafyada yaşamaktadırlar. Bu yoğun Türk nüfusunun engin bir sözlü geleneğe sahip olması, Türkoloji sahasında araştırılması gereken birçok hususu beraberinde getirmektedir. Bölgeden Dede Korkut kitabının 13. boyunun bulunması, Türk Dünyası’nın en uzun manzum ve mensur destanı olan Şikari Destanı’nın derlenmesi ve Kahraman-name’nin en kapsamlı varyantının ortaya çıkması, bölge Türklerinin zengin Türk kültürüne sahip olduğunu ispatlamaktadır. 1946 Güney Azerbaycan milli hâkimiyetinin yıkılışıyla “Kültürel Soykırımı” sonrası birçok Türkçe yazılı eserler imha edilse de İran Türklerinin sözlü kültür geleneği devam etmiştir. Bu dönemden sonra sözlü edebiyatın yok olmasını önlemek için Ali Kemali, Ali Tebrizli, Hemid Telimhanlı, Hüseyin Ulduz, Hüseyin Düzgün ve diğer kişiler tarafından sözlü edebiyat ürünlerini yok olma tehlikesine karşı kişisel çabalarla toplamaya başlanmış olsa da ferdi imkânların kısıtlığı ve sahanın genişliği göz önünde bulundurulduğunda çalışmalar yüzeysel kalmıştır. Bölgede Türk âşıklık geleneğinin tüm ihtişamıyla devam ettiğini görmekteyiz. Âşıklar düğünlerde destan parçalarını söyleyerek destancılık geleneğini sürdürmektedirler. Bölgede âşıkların söylediği onlarca destan anlatılmaktadır. Bu destanların 29 tanesi tarafımızca derlenip ses kayıtları Turuz sitesine yüklenmiştir. Bu destanlardan Şikâri Destanı ve Tufarganlı Abbas ile Gülgez Destanı Türk Dil Kurumunun Türk Dünyası Destanlar Projesi kapsamında yazıya aktarılmış, metin merkezli çalışmalara kaynaklık edebilmektedir. Bu derlemeler ister dil ister edebiyat yönüyle oldukça önem arz etmektedir. Türkoloji açısından bölge Türkleri üzerinde birçok çalışma başlığı bulunmaktadır. Bu çerçevede masal, atasözü, bilmece gibi anonim halk edebiyatı ve halk bilimi materyalleri derlenebilir. Bölgenin Türk kültürü zenginliğini göz önünde bulundurarak önerilerimiz: - İran Türkleri üzerinde yapılacak çalışmalara yoğunlaşmalı, halk edebiyatı ve halk bilimi bölümleri yüksek lisans ve doktora çalışmalarını bölgeye odaklanmalıdır. - Bu kapsamda bölgede Türk kültürünün materyalleri bir an önce derlenip, yazıya aktarılmalı ve üzerinde bilimsel çalışmalar yürütülmelidir. - Türk Dünyası metin merkezli çalışmalar çerçevesinde bölgeden derlediğimiz ve yazıya aktardığımız metinler üzerinde çalışma yapılabilir.
|
|
323 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |