GÜNEY AZERBAYCAN TÜRKLERİNİN MİLLETLEŞME SÜRECİ VE AZERBAYCAN DEMOKRAT FIRKASI’NIN (1945-1946) TARİHİ TECRÜBESİNİN DAYANAĞI ![]() Güney Azerbaycan Türklerinde Milletleşme SüreciMilletleşme süreci, genellikle ortak dil, kültür, tarih bilinci ve siyasi irade etrafında kolektif bir kimliğin inşasıdır. Güney Azerbaycan’da bu süreç, 20. yüzyılın başlarından itibaren hız kazanmış, ancak en somut kurumsal ifadesini 1945-1946 döneminde Azerbaycan Demokrat Fırkası liderliğinde bulmuştur. Azerbaycan Demokrat Fırkası'nin devletçilik siyaseti, milletleşmenin temel konuları üzerinde durmuştur. Bu amçta aşağıdaki faaliyetler yürütülmüştür: Dilin Resmileştirilmesi ve Eğitimi: Azerbaycan Demokrat Fırkası'nin kurduğu Azerbaycan Milli Hükûmeti, Farsçanın yerine Azerbaycan Türkçesini (Türk Dili) eğitim ve idarenin resmî dili olarak kabul etmiştir. Bu adım, dilin sadece bir iletişim aracı olmaktan çıkarılıp, milli kimliğin ve siyasi özerkliğin temel taşı haline getirilmesi açısından hayati önem taşımaktadır. Kültürel ve Basın-Yayın Faaliyetleri: Tebriz, milli gazete, dergi ve kitap yayıncılığının merkezi haline gelmiş, tiyatro ve kültür kurumları açılmıştır. Bu faaliyetler, ortak bir milli hafızanın ve kültürel homojenliğin inşasına yönelik entelektüel altyapıyı sağlamıştır. Halkın Siyasi Katılımı: Demokrat Fırka, halkın yerel ve merkezi yönetim organlarına (Azerbaycan Milli Meclisi) katılımını sağlayarak, "millet" kavramını elit bir zümreden çıkarıp geniş toplumsal tabana yaymıştır. Bu durum, modern siyasi aidiyet duygusunu güçlendirmiştir. Azerbaycan Demokrat Fırkası'nın Tarihi Tecrübesinin DayanağıAzerbaycan Demokrat Fırkası’nın 1945-1946 yıllarındaki devletçilik tecrübesi, sadece siyasi bir deneme değil, aynı zamanda Güney Azerbaycan Türklerinin milli kimlik inşasında bir dayanak noktası oluşturmuştur. Bu tecrübenin dayandığı temel unsurlar şunlardır: Tarihi ve İdari Özerklik GeleneğiCoğrafi Kimlik ve Merkeziyetçilik Karşıtlığı: ADF, İran'ın merkeziyetçi Farslaşma politikalarına bir tepki olarak doğmuştur. Dayanağı, tarihi ve kadim idari özerklik hafızası olan; Safevi, Kaçar ve hatta öncesindeki Türk devlet geleneklerinin hakim olduğu bu coğrafyanın Türk hakimiyetidir. 1906 Meşrutiyet Tecrübesi: ADF'nin siyasi ve hukuki tecrübesi, 20. yüzyılın başlarında Tebriz'in İran Meşrutiyet Devrimi’ndeki öncü rolünden ve yerel idare tecrübesinden güç almıştır. Azerbaycan Demokrat Fırkası (ADF)'nın 1945–1946 yıllarındaki devletçilik siyaseti, Güney Azerbaycan Türklerinin milli-demokratik hareketinde zirve noktası olarak kabul edilir. Bu kısa ancak yoğun tecrübe, boş bir siyasi zeminde filizlenmemiştir. Bilakis, Fırka'nın siyasi ve hukuki kurumsallaşma modeli, bölgenin modern siyasi tarihinde attığı en önemli adımlardan biri olan İran Meşrutiyet Devrimi'nde Tebriz'in üstlendiği öncü rolden ve bu dönemde kazanılan yerel idare tecrübesinden güçlü bir dayanak almıştır. Bu tecrübe, Tebriz'i salt bir direniş merkezi olmaktan çıkarıp, merkezi iktidarın zayıfladığı koşullarda yerel yönetimin ilk modern pratiklerini hayata geçiren bir siyasi laboratuvara dönüştürmüştür. Meşrutiyet Hareketi: Tebriz'de Yerel İdare ve Siyasi Öncülük (1906)İran'da Kaçar idaresi altında ilan edilen Meşrutiyet (1906), Türklerin iktidarda olduğu bir dönemde gerçekleşmiş ve Osmanlı'daki II. Meşrutiyet'in ön denemesi niteliğini taşımıştır. Bu dönemi karakterize eden temel dinamik, merkezi Kaçar iktidarının siyasi olarak yıpranması ve bunun sonucunda oluşan idari boşluktur. Tebriz, bu süreçte sadece bir protesto merkezi değil, aynı zamanda fiilî özerkliğin de merkezi haline gelmiştir. 1906-1911 yılları arasında Tebriz'de kurulan ve yerel halkın siyasi örgütlenmesini sağlayan Encümenler (meclisler), Güney Azerbaycan Türklerinin modern anlamda ilk yerel idare tecrübesini temsil eder. Bu Encümenler, merkezi otoritenin baskısına karşı halkı örgütlemiş, şehir idaresini üstlenmiş ve hatta silahlı direnişi (Sattar Han ve Bağır Han liderliğinde) yöneterek siyasi bir irade ortaya koymuştur. Bu tecrübe, iki kritik miras bırakmıştır:
Azerbaycan Demokrat Fırkasında Milli-Demokratik Harekatın Kurumsallaşması
Azerbaycan Demokrat Fırkası'nın 1945-1946 tecrübesi, Güney Azerbaycan Türklerinin milletleşme sürecinde bir dönüm noktasıdır. Bu tecrübe, tarihi özerklik geleneklerine, Meşrutiyet mirasından gelen siyasi bilince ve milli-demokratik hareketin kurumsallaşma talebine dayanmıştır. ADF'nin yıkılmasına rağmen, bu kısa dönemde atılan dilin resmileştirilmesi, milli meclisin kurulması ve ulusal kurumların inşası gibi adımlar, Güney Azerbaycan Türklerinin kolektif siyasi bilincine derinlemesine yerleşmiştir. Bu tecrübe, müteakip dönemlerdeki milli uyanış ve kimlik mücadelesi için somut bir devletçilik ve milli özerklik dayanağı ve motivasyon kaynağı olmaya devam etmiştir. ADF’nin mirası, günümüz Güney Azerbaycan Türk kimliğinin siyasi ve kültürel inşasında vazgeçilmez bir referans noktasıdır. Siyasi Tecrübenin Günümüz Mirası ve Milli Uyanışın Tarihsel Temeli Azerbaycan Demokrat Fırkası'nın (ADF) 1945–1946 dönemindeki siyasi ve hukuki tecrübesi, sadece tarihsel bir olay olmanın ötesinde, günümüz Güney Azerbaycan Türklerinin milli uyanış ve kimlik inşası sürecinin sağlam bir dayanağını teşkil etmektedir. Bu tarihi temelin güncel önemi, aşağıdaki üç ana eksen üzerinde değerlendirilebilir: Milli Hafızanın Sürekliliği ADF'nin kısa ömürlü Azerbaycan Milli Hükûmeti deneyimi, Güney Azerbaycan Türklerine merkezi otoritenin zayıfladığı anlarda kendi yönetim mekanizmalarını kurma yeteneğine sahip olduklarını gösteren somut bir kanıt sunmuştur. 1906 Meşrutiyet tecrübesiyle başlayan bu yerel idare ve hukuki özerklik arayışı, günümüzdeki milli taleplerin de siyasi ve hukuki temellere dayanmasının ardındaki temel motivasyondur. Modern Güney Azerbaycan Türk aydınları ve aktivistleri, taleplerini "yasal özerklik," "anadilde eğitim hakkı" ve "yerel yönetime katılım" gibi Meşrutiyet'ten ve ADF'den miras kalan kurumsal kavramlar üzerinden dile getirerek, hareketlerine tarihsel meşruiyet sağlamaktadırlar. Dil ve Kültürün Siyasal Silahı; Ulusal İrade ve Kendine Güven ADF'nin, Azerbaycan Türkçesini resmî eğitim ve idare dili olarak kabul etme adımı, dilin sadece kültürel bir miras değil, aynı zamanda siyasi bir egemenlik aracı olduğu bilincini pekiştirmiştir. Günümüzde Güney Azerbaycan Türklerinin milli uyanışı, büyük ölçüde Türk dilinde eğitim ve kültür haklarının iadesi talebi etrafında yoğunlaşmaktadır. Bu talepler, 1945'te fiilen hayata geçirilmiş olan bu tecrübeye dayanarak, tarihsel olarak kazanılmış bir hakkın geri istenmesi şeklinde ifade edilmektedir. 1945-1946 tecrübesi, milli bilincin pasif bir beklenti olmaktan çıkıp, kendi siyasi kaderini tayin etme yönünde aktif bir iradeye dönüşebileceğini göstermiştir. Bu tarihi başarı, sonraki nesillere "milli irade tesis edilebilir" mesajını iletmiş, bu da günümüzdeki kültürel ve siyasi hareketlerin moral ve psikolojik dayanağını oluşturmuştur. Sonuç olarak, günümüz Güney Azerbaycan Türklerinin milli uyanışı, 1945-1946'daki ADF tecrübesinin sunduğu kurumsal şablon, hukuki referans noktası ve siyasi kendine güven üzerine kurulu sağlam adımlarla ilerlemektedir. Bu tarihi temeller, milli hareketin sadece duygusal bir tepki değil, aynı zamanda köklü bir siyasi ve hukuki mirasa dayandığının en güçlü kanıtıdır. |
|
50 kez okundu
YorumlarHenüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |